Lahana ve limon kabuğundaki sır nedir?

25 Ocak 2010 Pazartesi

Vücudun ihtiyaç duyduğu yağları içeren ama şişmanlatmayan yemiş hangisi? Hangi bitkiler doğal östrojen içerir? Tarkan Güveloğlu bitki ve bazı besinlerdeki doğal koruma gücünü anlatıyor.

İnsanımız kendine iyi gelen besinlerin önemini bilmiyor. Nerede zararlı besin varsa onu tüketiyor: Cipsler, makarnalar, kızartmalar. Oysa birçok insanın az yediği besinler gençliğin ve sağlığın kaynağını barındırıyor, hücreleri koruyor. Yüksek miktardaki koruma sistemi yaratan maddeler bulunduran bazı bitki ve sebzeler ciltte ve bedende yenilenme yaratıyor.

Yeşillerin anası
Yıpranmış hücrelerin yenilenmesini sağlayan besinlerden biri lahana. Aslında bu sebzeyi yeşil besinlerin anası olarak da adlandırabiliriz. Son zamanları moda besin olan "Brüksel lahanası"nın yerine yüze yüz yerli olan yeşil lahanamıza itibarını geri verebiliriz. Eski Romalılar’da hekimler lahana ile tedavi edip, birçok hastalığı onunla gideriyorlardı. Eski kitaplarda lahanayı göklere çıkaran metinler var. Hatta o günden bu zamana kadar gelen bir de atasözleri var: "Evinin bahçesine lahana eken her hane sahibi, aktar dükkânım var diyebilir!". İşte lahananın sağlığa etkisi sayısız... Aynı zamanda yaşlanmayı önleyici mineral olarak kabul edilen selenyum da içeriyor. Bu madde sağlıklı bir cilt verir. Gençleşmek için tüketilmesi gereken besinler arasında yer alan lahanayı mutlaka tüketmelisiniz.

Doğal östrojenler
Tabiatın gücündeki yüksek koruma etkisi bunlarla sınırlı değil. Bitkilerde büyümeyi ve gelişmeyi hızlandıran "östrojen hormonu"na benzeyen hormonlar da var! Bir araştırmaya göre, kırsal yerlerde hayvan çiftliği olanlar bazı yonca türlerinin etkisini fark etmiş. Bu yoncayı yiyen atların tüyleri çok parlak bir hale gelmiş. Bazı otlar da koyunların doğurganlığını artırmış. İşte bu bitkilerdeki östrojenin varlığının küçük bir örneği.

Östrojen üreten bedenlerin sağlıklı bir cilt ve parlak bir görünümleri olduğunu unutmayalım. Bu nedenle soya fasulyesi, soğan, kuru fasulye, bezelye, mercimek, brüksel lahanası, zeytinyağı, ay çiçek yağı, susam, sarımsak, pirinç, ketentohumu, yerfıstığı, armut ve ahududu ve böğürtlenin evinizde özel bir yeri olsun!




Bu yağ kilo aldırmıyor!
Yer fıstığı hakkında pek çok bilimsel çalışma yapılmış. Kalorisi yüksek olarak bilinir ama yanlış. Yerfıstığında hesaplanan kaloriden çok daha azı var. Çünkü bu besin tüketildiğinde yağların hepsi emilmiyor barsaklardan. Kilo aldırmamasının nedeni de bolca bitkisel lif içermesi. Bu bitkisel lifler özellikle ardından bolca su alındığında bu suyu sünger gibi emip, kitle etkisi ile barsak hareketlerini hızlandırıyorlar. Her gün bir avuç kabuklu fıstık tüketin.

Limon kabuğu ile sıkı cilt
Cildi sıkıştırıcı özelliği olan limon, bol su içerdiği için toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor. Cildin pürüzsüz ve sıkı bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. O nedenle çaylara sıktığınız limonların kabuğunu atmayın, yiyin. Her gün bir çeyrek limon kabuğu yemek, sıkı bir cildin anahtarıdır.

Hücre koruyucu maddeler içeriyor ve böylelikle yaşlılığın doğrudan hücrelerde durdurulmasını sağlıyor yeşil çay, artık günlük bir içecek olarak işte evde yanınızda mutlaka bulunsun.

Bitkisel ekstreler, güçlü ve etkili bakım yaratıyorlar. Çünkü bitkilerde yüksek miktardaki koruma sistemi yaratan maddeler bulunuyor. Yıpranmış hücrelere koruma sağlıyorlar. Örneğin gül ya da orkide gibi çiçeklerde bu koruma etkileri çok yüksek. O nedenle her zaman yüzünüzü gül suyu ile temizlemenizi öneriyorum. Hem temizler hem onarır gül bitkisi.

Bu arada iyi bir cilt için bazı besinleri yememeniz gerekiyor! Makarna ve patatesteki fazla miktarda karbonhidrat cildi bozuyor. Karbonhidratı azaltalım, protein ağırlıklı besinleri daha fazla yiyelim. Çünkü cildi sorunlu ve yaşlı görünüme sahip olan kadınlar protein alımında sorun yaşayanlardır. Protein, vücutta teker teker aminoasitlere dönüşür. Bunu sonucunda kolajen lifleri, elastik lifleri ve hormonlar oluşur.

Doğadan pratik notlar: Son zamanlarda herkesin mikroplarla savaştığı şu dönemde doğa eczanesinin en önemli baharatı tarçın. İnanılmaz olarak bazı bakterilerin çoğalmasını önlüyor. Boğazınızda yanma varsa, hemen mutfakta üretebileceğiniz önemli bir "ilaç. Bir çorba kaşığı balın içine, bir çay kaşığı tarçını ilave edin ve için.

Besininiz ilacınız, doğa dostunuz olsun…

Herbalist Tarkan Güveloğlu
Mahmure.com Uzmanı
www.herbalisttarkan.com
0216 414 97 16

Sebzeli Mercimek Çorbası

21 Ocak 2010 Perşembe

Mercimek çorbası benim spesiyallerim arasında yer alan bir çorbadır. Bir bakarsınız gecenin 12 sinde mercimek çorbası yapmışım. Sebzeli mercimek çorbası ise tam bir vitamin deposu olup özellikle çocuklarınıza yedirecebileceğiniz çok besleyici bir çorbadır. İşte tarifimiz:


Malzemeler: 
Yarım kilo mercimek
Zeytinyağı
havuç
soğan
patates
brokoli
kırmızı pul biber
kimyon
tuz


Yapılışı: Önce mercimeklerimizin nişastası gidene kadar yıkıyoruz. Bu çok önemli mercimeklerinizi yeteri kadar yıkamazsanız tam lezzetini alamazsınız. Mercimeğimizin üzerini kaplıyacak kadar su tuz ve birazda zeytinyağ  koyduktan sonra  kaynamasını bekliyoruz . Kaynadıktan sonra su tamamen çekilinceye kadar bekliyoruz. Bu arada mikserle özleşene kadar çırpıyoruz. Sonra üzerine biraz daha sıcak su ekliyoruz iyice özleşen mercimeğimiz biraz daha kaynıyor. Bu arada bütün sebzelerimizi haşlıyoruz. Haşlandıktan sonra blenderdan geçirerek kaynayan mercimeğimizin içine ekliyoruz. Mercimeğimiz birazda sebzelerle bareber kaynıyor. Sonra göz kararı sıcak su ekledikten sonra üzeri için ayrı bir kapta biraz ayçiçek yağı koyuyoruz . Biraz ısındıktan sonra kırmızı pul biber ve kimyonumuzu katıyoruz. Kimyonu katarken dikkat edin yoksa çorbanızın tadı kaçabilir. Sonra bu yağlı karışımı kaynayan çorbamızın üzerine yavaşça döküyoruz. Bir taşım kaynadıktan sonra sebzeli mercimek çorbamız hazır. 


Not: Çorbaya kimyon koymamızın sebebi mercimeğin midenizi rahatsız etmemesi için. Çünkü kimyon midedeki hazımsızlığa iyi geler ve gaz probleminiz ortadan kalkar.


Afiyet Olsun...
Leydielif

Mantar Sote

18 Ocak 2010 Pazartesi





Mantarın ne kadar faydalı bir yiyecek olduğunu bilmeyenimiz yoktur sanırım. Hatta et kadar protein içerdiğini et yemeyen kişilerin bu eksikliği mantar yiyerek giderebileceği bir yiyecek olduğnunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Faydalı bilgileride öğrendiğimize göre  tarifimize geçebiliriz. Mantar sotemiz için gerekli olan malzemeler:


Yarım kilo Mantar
3 tane sivri biber
Bir baş soğan
Orta büyüklükte bir tane domates
tuz 
kırmızı biber
kimyon 
karabiber


Yapılışı: Soğanı ve biberi halka halka doğradıktan sonra zeytinyağında soteliyoruz. Daha sonra orta büyüklükte doğradığımız mantarlarıda ekleyip pişmeye bırakıyoruz. Püfnoktamız mantaların suyu çekilinceye kadar pişmesini sağlamak. En sonunda ise domatesimizide ekleyerek baharatlarla birlikte 5-10 dakika daha pişiriyoruz. Bu kadar kolay olmasın arağmen çok şahane bir lezzet ortaya çıkıyor. Eğer çok seviyorsanız pişdikten hemen sonra üzerine kaşar peyniri rendeleyebilirsiniz. Afiyet olsun....

Not : Tarifini verdiğim yemeklerin resimlerini koyamıyorum maalesef. Vakit bulduğumda bu soruna da çözüm bulacağıma inanıyorum. Şimdilik bu  resimlerle idare etmeye çalışıyorum ...
leydielif
resim alıntı

Aşure(K.Maraş Usulü)

8 Ocak 2010 Cuma



Aşurenin bildiğim kadarıyla her yöreye göre tarifi farklı. Mesela içine pekmez de koyan tek yer bizim burası sanırım. Genelde koyulmuyor . Şimdi size Maraş usulü aşure tarifi vermek istiyorum.


Malzemeler:
Göz kararı pekmez
Kuru fasulye
üzüm
dövme(yarma da olabilir)
nohut
ceviz
fındık
Şeker
Bir tutam tuz
Tarçın isteğe göre
Not: Sevdiğiniz herşeyi katabilirsiniz sadece biraz haşlayın ve aşurenizin içine katın.




Yapılışı: En önemli püf noktamız malzemelerimizin özellikle zor pişen nohut ve kuru fasulye gibi malzemelerimizin önceden haşlanmış olması. Haşlamış olduğunuz bu malzemeleri hep beraber karıştırın göz kararı su ilave edin şeker ve istediğiniz kadar da pekmez koyduktan sonra tabi tuzu unutmadan aşurenin tadı özleşinceye kadar kaynatın. Afiyet olsun...

Elif

Elif'in Mutfağı Copyright © 2009 Designed by Ipietoon Blogger Template for Bie Blogger Template Vector by DaPino